P A R A N T E Z İ Ç İ

"Dünya aydınlık olsaydı,sanat olmazdı"   der yazar,filozof Albert Camus.Sanat,yüzyıllar boyu insanlığın karanlığa,bilinmezliğe karşı mücadelesinde en büyük silah ,güç olmuştur hiç kuşkusuz. Çünkü insan tabiatı gerekiği her koşulda 'var olmak' ister.İçimizde ki o deli,o potansiyel,o  mizah,nedense genellikle güvenli alanın dışına çıktığımızda orta çıkar.Yüzyıllar boyunca da salgın hastalıklar,savaşlar,toplumun sosyo kültürel deği şimi,dönüş ümü her daim yazarlara,ressamlara ilham olmuştur.Malum,dünyayı küresel bir çıkmaza sürükleyen bu salgın günlerinde de bazı eserler yeniden gündeme geldi.İşte o tablolar ... 'The Triumph Of Death' (Ölümün Zaferi) Ölümün Zaferi,Flaman ressam  Pieter Brueghel tarafından çizilmiş bir tablodur. Bruegel’in 1562’de yaptığı tablosu Kara Ölüm’ün bir Avrupa kasabasında nasıl yaşandığını gösteriyor.Madrid’deki Prado Müzesi’nde yer alan eser,O rta Çağ Avrupası'nı kasıp kavuran büyük veba salgının ardından yaşanan

Merhabalar!Bu enteresan sürecin içinden geçerken ,düşündüm de yapmak isteyip de yapamadığım ne kadar çok şey varmış.Zaman yönetimini doğru kullanamamışım ,planladığım şeyleri hayata geçirmekte zorlanmışım,tembellik yapmışım,doğaya,yaşama,doğal kaynaklara hak ettiği saygıyı gösterememişim.Bu süreç de özgürlük kavramına ,zamana ve doğaya bakış açımı sorguladım.Okul, evlilik derken  öğrenmeye vakit bulamadığım sulu boyaya yöneldim .Açıkçası hiç yetenekli değilim:) Ama Youtube derya deniz ...Özellikle bu dijital çağda ,bilgiye ulaşmak ,una ,beyaz peynire ,çamaşır suyuna ulaşmaktan daha kolay :)) Malumunuz #korona .Oldukça amatörüm ama yaptığım ilk çalışmaları paylaşmak istiyorum:)

Uzun zaman oldu bir şeyler yazmayalı ,içimi dökmeyeli.Benim zamanımda,yani yıllar yıllar önce buralar dutluktu:)Çok aktiftim.Sonra  nedense içime döndüm ve uzaklaştım bir şeylerden.Şimdi  yine buralardayım,evime dönmüş gibi hissediyorum:)Hoşgeldim öyleyse. Malumunuz,dünya küresel bir salgının ,krizin içinde debeleniyor .COVİD-19. Koronavirüs tüm dünyayı etkisi altına aldı.Ve hepimizi ,evlerimize tutsak etti .Yarı özgürüz ,yarı tutsağız.Dünya sus-pus olmuş ,bir mucize bekliyor adeta.Kolektif bir dönüşümün içindeyiz belkide. Bu yazıyı ,karantinada ki 20.günümde yazıyorum.Yani 20 gün olmuş,Kadıköy'de aylak aylak gezmeyeli.20 gün olmuş"gel sana bi kahve ısmarlayayım"diyip eşi,dostu meclise çağırmayalı. Sinemaya gitmeyeli, güneş gözlüğü takmayalı,Moda'da hamburger yemeyeli.Sonrasında ılık bir akşamüstünde hafif bir müzik eşliğinde sevgiliyle bir şeyler içmeyeli.20 gün olmuş bir sonra ki haftanın planını yapmayalı,tam 20 gün olmuş. Beyoğlu'